BALCI, Yağmur2022-06-012022-06-012015-08-07http://hdl.handle.net/20.500.11905/962Aslında her şey hayatım boyunca voleybol oynayacağımı zannederken İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanmamla başlamıştı. Hem böylesi zor bir bölümde burslu okuyacak hem de çok sevdiğim voleybolu oynamaya nasıl devam edecektim? Her gün yetişmem gereken kulüp ve okul takımı antrenmanlarının yanı sıra düzenli olarak hazırlanmam gereken daha önce adını bile duymadığım derslerim vardı artık. İlk birkaç ay biraz zorlandığımı da itiraf etmeliyim. Ama sonrasında herşey bölümümü ikincilikle bitirmemi sağlayacak kadar düzenli bir hale geldi. Ödevlerimi yaparken, sınavlarıma çalışırken ya da sunum hazırlarken birçok arkadaşımın istemsizce içine düştüğü “Yarın hallederim” benim hayatımda hiç yer bulamadı. Çünkü yarın da yapmam gereken başka şeyler vardı her zaman. Aktif bir şekilde spor yapıyor olmam, akademik olarak da hayatıma olumlu yönde etki etmeye başlamıştı. Mezuniyet zamanı geldiğinde ise bölümünü dereceyle bitirip ailesini çok mutlu etmiş, okulunun adını da gittiği her turnuvada ya da maçta gururla üstünde taşımış ve temsil etmiş bir yetişkindim. Aradan geçen iki yıldan sonra kendimi hep ait hissettiğim okuluma ders dinlemek için değil de ders anlatmak için gitmek ise hayatımı bambaşka bir yöne çevirdi. Artık benim oturduğum sıralarda oturan ve benden bir şeyler öğrenmeyi bekleyen öğrencilerim vardı. Bu fikre yeterince adapte olduktan sonra sıra yıllarca bir parçası olduğum voleybol takımıyla olan ilişkime gelmişti. Bu sefer onlarla oynayamayacaktım ama daha büyük başarılara imza atabilmek için yanlarında olacaktım. Şimdi sırada Yabancı Diller Bölümü okutmanı olarak girmem gereken dersler, antrenör olarak katılmam gereken antrenmanlar ve maçlar ve bir de bitirmem gereken bir yüksek lisans vardı. Bakalım bütün bunların altından da kalkabilecek miydim?trmodern languagesÜNİVERSİTE VE SPORArticle