Interior Architecture and Environmental Design

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 6 of 6
  • Article
    Analysis of Space Efficiency in High-Rise Timber Residential Towers
    (Applied Sciences, 2024-05-21) Ilgın, Hüseyin Emre; Aslantamer, Özlem Nur
    High-rise timber residential towers (≥eight-stories) represent a burgeoning and auspicious sector, predominantly due to their capability to provide significant ecological and financial advantages throughout their lifecycle. Like numerous other building types, spatial optimization in high-rise timber residential structures stands as a pivotal design factor essential for project viability. Presently, there exists no comprehensive investigation on space efficiency in such towers. This study analyzed data from 51 case studies to enhance understanding of the design considerations influencing space efficiency in high-rise timber residential towers. Key findings included (1) the average space efficiency within the examined cases was recorded at 83%, exhibiting variances ranging from 70% to 93% across different cases, (2) the average percentage of core area to gross floor area (GFA) was calculated at 10%, demonstrating fluctuations within the range of 4% to 21% across diverse scenarios, and (3) no notable distinction was observed in the effect of various core planning strategies on spatial efficiency when properly designed, and similar conclusions were drawn regarding building forms and structural materials. This research will aid in formulating design guidelines tailored for various stakeholders such as architectural designers involved in high-rise residential timber building developments. Keywords: space efficiency; timber; high rise; residential building; gross floor area (GFA); net floor area (NFA)
  • Article
    Space efficiency in timber office buildings
    (Journal of Building Engineering, 2024-05-14) Aslantamer, Özlem Nur; Ilgın, Hüseyin Emre
    Timber offices indicate a growing field, principally thanks to their potential to offer noteworthy ecological and financial gains over their entire life. Like many other building types, space effi ciency is a crucial design parameter in timber structures to ensure a project’s feasibility. This factor is especially significant in office buildings, where maximizing rental income reflects effective planning. Currently, there is a lack of exhaustive inquiry providing a thorough insight of space efficiency in modern timber office buildings. This study fills this gap in the literature by collecting data from 33 buildings through literature reviews and case study method to investigate space efficiency with the key architectural and structural factors that influence it. The results showed that: (i) central cores stood out as the prevailing core layouts, while peripheral ar rangements were noted as alternative preferences. Prismatic shapes emerged as the most favored options; (ii) timber was extensively used as a primary building material, closely followed by combinations of timber and concrete. Load-bearing systems mainly relied on shear walled frames and configurations; (iii) average space utilization across examined cases was 88 %, with variances ranging from 75 % to 95 % among different instances; (iv) average ratio of core area to GFA was 10 %, showing variations between 4 % and 19 % across various scenarios; and (v) there were no substantial variances noted in the effect of different core planning strategies on spatial efficiency. Similar conclusions were drawn regarding building forms and structural materials. Our paper will assist in crafting design principles customized for diverse stakeholders, including architectural designers of timber offices.
  • book chapter.listelement.badge
    İç Mekân Kapsamında Sürdürülebilir Işık Kaynağı Türünün Tasarımdaki Rolü ve Önemi
    (Başkent Üniversitesi, 2023-04-27) Aslantamer, Özlem Nur; Akagündüz, Alper
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 2018 senesinde; Tür kiye’ de tüketilen toplam elektrik enerjisindeki aydınlatmanın payı yaklaşık %20 olarak açıklanmıştır. Endüstride tüketilen elektrik enerjisindeki aydınlatmanın payı ise ortalama %10 civarındadır. Kulla nım alanlarına bakıldığında, tüketilen elektrik enerjisinin mağazalarda %30, ofislerde ise %40 oranında aydınlatmada harcandığı bilgisi ulaşılmıştır. Çalışmada aydınlatma kalitesini düşürmeden fonksiyona uygun, gerektiği yerde azaltılabilecek veya tasarruf odaklı yeni teknoloji ürünler kullanarak tüketilen enerjinin etkin aydınlatmaya dönüşebilmesi için önerilerde bulunacaktır. Etkin bir aydınlatma; her mekânda enerji verimli lamba kullanılarak sağlanabilir. Enerji verimli lamba kullanarak aynı aydınlat ma seviyesinde, daha az elektrik enerjisi tüketilmesi de mümkün kılınır. Enerji tasarrufu konusunun ele alınmasının zorunlu hale geldiğini; yapılan araştırmalar ve açıklamalar doğrultusunda, önümüzdeki dönemlerde dünyada ve dolayısı ile Türkiye’de de enerji açığı oluşacağını görüyoruz. Enerji verimliliği, etkin enerji kullanımının teşvik edilmesi için harcanacak vakit ve nakit, yeni enerji kaynaklarının aranıp bulunması, işlenmesi ve kullanıma sunulması için yapılacak yatırım lardan çok daha ekonomiktir.Aydınlatmada kullanılan lambaların ışık şiddetinin artırılıp azaltılma imkânı, aktivitedeki konsantras yonu daha etkin kılmaktadır. Bu çalışmada; yaşam alanlarında kullanılan yapay aydınlatma lambaların dan eski teknolojiyi içeren, enerji sarfiyatı düşük ve halâ yaygın olarak kullanılmaya çalışılan floresan lambalar ve son yıllarda kullanılmaya başlanan teknolojik olarak gelişimi devam eden, yine enerji sarfiyatı düşük led lambalar üzerinde literatür taraması yapılarak bilimsel veriler ışığında görsel kon for, sürdürülebilirlik, verimlilik, iç mekân tasarımına katkı ve göz sağlığı açısından karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmıştır. Aydınlatma konusunda, tasarruf ve verimlilik için seçilen lambaların aydınlatma tekniklerinin, çeşit lerinin ve kontrol/kumanda sistemlerinin farkındalığı, tüketim tasarrufu ve aydınlatmada kontrollü enerji tüketimi yöntemlerinin biliniyor olması gerekmektedir.
  • book chapter.listelement.badge
    Covıd-19 Salgını Sonrası Alışveriş Merkezlerinin Kapalı Yarı-Açık / Açık Hava Olmasının ve Peyzaj Tasarımının Kullanıcı Tercihlerindeki Sosyal Sürdürülebilirliğe Etkisi
    (Başkent Üniversitesi, 2023-04-28) Aslantamer, Özlem Nur
    Covid-19 salgını sürecindeki çevrimiçi eylemlerin zorunlu uygulanmasının ardından toplumun alış veriş merkezlerine alışverişten çok sosyalleşme amacıyla gittikleri, devamında alışveriş merkezlerinin önünde oluşan kalabalık insan topluluklarıyla görülmüştür. Elbette bunun temel sebeplerinden birisi alışveriş merkezlerinin çoğunun kapalı sistem ısıl konfor ve havalandırmaya sahip olması, bulaşı azalt mak amacıyla içeriye alınan kişi sayısının sınırlı sayıda tutulma mecburiyetidir. Bununla birlikte yatırımcı ve tasarımcıların yeni yapılan her alışveriş merkezini cazibe merkezine dö nüştürmeyi amaçladıkları; ılıman iklimli coğrafyalarda yarı-açık veya açık hava alışveriş merkezleri olarak kurgulamaya başladıkları bilinmektedir. Salgın ile iklim koşullarına bakılmaksızın tüm coğrafya larda yarı-açık veya açık hava alışveriş merkezlerinin yaygınlaştırılmasının gelecekte oluşabilecek yeni salgın koşullarına karşı şimdiden önlem olabileceği anlaşılmıştır. Ayrıca bu merkezlerin yarı-açık veya açık hava merkezleri olarak tasarlanması özellikle dolaşım alanlarındaki ısıtma soğutma ve havalandır ma için harcanan enerji kullanımını ortadan kaldırarak, karbon ayak izinin azaltılmasına büyük katkı sağlayacaktır.Bu çalışmada salgın sonrası tüketicilerin ne tür alışveriş merkezlerine gitmeyi tercih edeceklerine dair bir araştırma yapılmış ve alışveriş merkezlerinin mimari olarak kapalı, yarı-açık veya açık hava alışve riş merkezi olarak kurgulanmasının ve peyzaj unsurlarının varlığının kullanıcı tercihlerine etkisi olup olmadığına bakılmıştır. Çalışmanın sonuçlarının kullanıcı algısı çerçevesinde, planlama ve peyzaj ta sarımı ilişkisinde sosyal sürdürülebilirliğe yönelik tasarım kararlarını ortaya koyması ve veri sağlayıcı nitelik taşıması umulmaktadır. Türkiye’nin en büyük üç ili İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan her şehirde üç olmak üzere top lam dokuz alışveriş merkezi üzerinde rastgele seçilmiş 586 kullanıcı ile yapılan kullanıcıların alışveriş merkezlerinde; mimari olarak kapalı, yarı-açık veya açık hava alışveriş merkezleri ile peyzaj tasarımı tercihlerine yönelik olarak çevrimiçi (on-line) yürütülen anket, araştırma yöntemi olarak kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda, salgın sonrasında açık ve yarı-açık alışveriş merkezlerinin daha fazla tercih edileceği, peyzaj tasarımında bitkiler, su öğeleri vs gibi doğal peyzaj unsurlarına ağırlık verileceği belir lenmiştir. Alışveriş merkezlerinin salgından sonra yarı-açık veya açık hava merkezlerine dönüşeceğine dair bu bulguların yeni yapılacak alışveriş merkezi tasarım kararlarının şekillenmesine ve sürdürülebi lirliğine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Article
    Analyzing the key architectural and structural factors in the formation of tall timber projects in Europe
    (Cogent Engineering, 2024-05-13) Ilgın, Hüseyin Emre; Aslantamer, Özlem Nur
    As tall wooden structures emerge as a burgeoning and promising sector, offering considerable ecological and financial benefits across their life cycles, their prevalence is on the rise, particularly in Europe. However, the current corpus of literature fails to offer a detailed assessment of the fundamental architectural and structural planning parameters for European tall timber towers (≥9 stories). To span this gap and improve the comprehension of the developing European tendencies, this study meticulously examined information from 33 tall timber towers in Europe. The principal findings uncovered the following: (i) tall timber buildings predominantly favored residential applications as their primary function, (ii) the prevailing preference for the central core arrangement was evident, (iii) the most prevalent design preference for tall timber buildings was prismatic forms, (iv) widespread adoption of composite materials was evident, with combinations of timber and concrete being particularly prominent, and (v) the structural systems were primarily characterized by shear-frame configurations. By revealing these present-day attributes of tall wooden towers in Europe, this article is anticipated to offer valuable insights to architectural designers, assisting and directing them in the formulation and implementation of forthcoming developments in this domain.
  • Article
    Investigating Space Utilization in Skyscrapers Designed with Prismatic Form
    (Buildings, 2024-05-03) Ilgın, Hüseyin Emre; Aslantamer, Özlem Nur
    The enduring appeal of prismatic shapes, historically prevalent in office building designs, persists in contemporary skyscraper architecture, which is attributed particularly to their advantageous aspects concerning cost-efficiency and optimal space utilization. Space efficiency is a crucial factor in prismatic skyscraper design, carrying substantial implications for sustainability. However, the current academic literature lacks a complete exploration of space efficiency in supertall towers with prismatic forms, despite their widespread use. This paper seeks to address this significant gap by conducting a comprehensive analysis of data gathered from a carefully selected set of 35 case studies. The primary discoveries presented in this paper are outlined as follows: (i) average space efficiency stood at approximately 72%, covering a range that extended from 56% to 84%; (ii) average core to gross floor area ratio averaged around 24%, spanning a spectrum that ranged from 12% to 36%; (iii) the majority of prismatic skyscrapers utilized a central core approach, mainly customized for residential use; (iv) the dominant structural system observed in the analyzed cases was the outriggered frame system, with concrete being the commonly utilized material for the structural components; and (v) the impact of diverse structural systems on space efficiency showed no significant deviation, although differences in function led to variations in average space efficiency. The authors expect that these findings will provide valuable guidance, especially for architects, as they strive to enhance the sustainable planning of prismatic towers.