Department of Economics
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item TÜRKİYE’DE TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ VE DÖVİZ KURU ARASINDAKİ GEÇİŞKENLİK ETKİSİ(2021-11-10) HAN, Şeyma; EKİNCİ, Mehmet FatihBu çalışmada, Türkiye için döviz kuru ve fiyatlar arasındaki ilişki 1988-2019 döneminde aylık veriler kullanılarak TÜFE ve sektörel fiyat endeksleri için analiz edilmiştir. Türkiye’deki politika uygulamalarında gözlemlenen değşiklikler dikkate alınarak döviz kuru geçişkenliği 1988-2002 ve 2003-2019 dönemleri için karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Analiz için metot olarak Vektör Otoregresyon Analizi (VAR) yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak, 1988-2002 döneminde döviz kuru geçişkenliği yaklaşık yüzde 42 iken 2003-2019 döneminde yaklaşık yüzde 15 oranında gerçekleşmektedir. Sektörel endekslere bakıldığında; 1988-2002 döneminde “Ulaştırma”, “Ev eşyası ile ilgili harcamalar” ve “Gıdalar genel endeksi”nin, 2003- 2019 döneminde “Eğlence ve kültür”, “Ulaştırma”, “Gıda ve alkolsüz içecekler” ve “Ev eşyaları” sektörel fiyat endekslerinde döviz kuru geçişkenliğinin yüksek olduğu saptanmıştır. Türkiye için dalgalı kur rejimine geçilmesiyle son dönemlerde geçişkenliğin azalma eğiliminde olduğu görülmektedir.Item TÜRKİYE’DE PARA POLİTİKASININ ÜLKE RİSKLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ(2021-10-10) UZUNER BADEM, Pelin; ÖZCAN, GülserimÖzellikle son dönemde para politikası duyurularının piyasadaki hareketleri sadece akademisyenler ve politika yapıcılar için önem taşımıyor ayrıca piyasa oyuncuları için de önem arz ediyor. Türkiye’de makroekonomik göstergelerin oynaklığının yüksek olması yatırımcıların ve risk analizcilerin bu göstergeleri takip etmesine neden olmaktadır. Bu doğrultuda para politikasının ülke riskliliğine katkı verip vermediğini anlamak önemlidir. Bu çalışmada, 2014-2019 yılları arasında para politikası duyurularının ülke risk primi üzerine etkisi olay çalışması yöntemi kullanılarak analiz edilmektedir. Yapılan çalışmalara göre, para politikası duyurularının piyasayı etkileyen kısmı piyasa tarafından öngörülmeyen yani para politikasının sürpriz kısmıdır. Bu nedenle para politikası duyurularının piyasa tarafından öngörülmeyen kısmı analize konu olacaktır. Bu doğrultuda para politikası sürprizi üç ayrı şekilde hesaplanırken, ülke risk primi göstergesi olarak Kredi Risk Primi (CDS/Credit Default Risk) seçilmektedir. Yapılan analizde, 2016 yılı dönüm noktası olarak seçilmektedir. 2016 öncesi ve sonrası olarak karşılaştırma yapılmakta olan bu yılın seçilme nedeni çalışmada konusu geçen makroekonomik göstergelerin oynaklığının o yıldan sonra artmasıdır. Analize göre, 2016 öncesi dönemde para politikası sürprizinin CDS üzerinde etkili olduğu fakat 2016 sonrası dönem için sonuçların anlamsız olduğu gösterilmektedir. Analizden yola çıkılarak para politikasının ülke riskliliği için bir gösterge niteliği olma özelliğini kaybettiği sonucuna varılabilir. Çalışma iki kısımdan oluşmaktadır; birinci kısımda yapılan analizleri anlamak ve beklentileri öngörmek adına Türkiye ile ilgili siyasi ve ekonomik bilgiler değerlendirilmektedir. Daha sonra çalışmaya ilişkin benzer çalışmalar ve çalışmada kullanılan veriler ayrı başlıklar altında verilmektedir. Çalışmanın ikinci kısmında kullanılan yönteme ve bilimsel analizlere yer verilmekte ve gelecek çalışmalara öneriler sunulmaktadır. Analiz detaylandırıldığında, 2016 öncesi dönem için para politikası duyuruları için para politikası şoklarının aritmetik ortalamalarından sapması alınmakta ve bu standart sapmalar 6 günlük pencerede analiz edilmektedir. Yapılan analizde, olay çalışması yöntemi kapsamında, pencerelerin uzunluğu arttıkça bağımlı değişkeni etkileyen başka değişkenlerin regresyona dahil olması ve böylece regresyonun anlamlılığını kaybettiği sonucuna varılmaktadır.Item ZAMAN SERİLERİNDE YAPISAL KIRILMA TESTLERİNİN SİMÜLASYON YÖNTEMİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI(2021-10-07) ÇALAMAN, Özge; OMAY, TolgaBir zaman serisinde örneklem boyunca eğim katsayıları, sabit terim ve trend her zaman istikrarlı değildir, politika değişimleri, krizlerden, savaşlardan kaynaklı kalıcı değişimler (yapısal kırılmalar) meydana gelebilir. Yapısal kırılmaları dikkate almadan yapılan regresyon sonuçları gerçek değerleri yansıtmayabilir. Bu çerçevede yapısal kırılmanın doğru tespit edilmesi önem taşımaktadır. Bu tez çalışmasında, zaman serileri verilerinde yapısal kırılmanın tarihini belirleyen testlerin performansları karşılaştırılmıştır. Bu kapsamda öncelikle yapısal kırılma kavramı açıklanmış, birim kök problemi ile arasındaki etkileşimden bahsedilerek hangi sorunlara yol açtığı ve yapısal kırılma tespitinde sıklıkla kullanılan yöntemler tanımlanmıştır. Daha sonra yapısal kırılma tarihini tespit eden ve sıklıkla kullanılan testlerin teorik açıklamaları verilmiştir. Bu testlerin performansı; değişen varyans, birim kök gibi problemleri içermeyen basit bir seri yaratılarak kırılmanın konumu ve kırılma katsayısı bağlamında simülasyon çalışması ile değerlendirilmiştir. Simülasyon sonuçları, yapısal kırılmanın tarihini belirleyen bazı testlerin performansının incelenen tüm durumlar için zayıf olduğunu bazı testlerin ise kırılmanın konumuna, kırılma büyüklüğüne bağlı karşı hassas olduğunu göstermiştir. Çalışmada Türkiye reel döviz kuru serisinin yapısal kırılmaları belirlenerek Kapetanios (2005) testinin iyi performans sergilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu görgül uygulama ve simülasyon sonuçları beraber değerlendirildiğinde Kapetanios testinin gücü veri yapısına bağlı değişmemektedir.Item THE ROLE OF MACROECONOMIC INSTABILITY ON ECONOMIC GROWTH RATE: THE CASE OF COLOMBIA, 1950-2009(2012-07-25) PULIDO PEDRAZA, Johanna Alejandra; İSMİHAN, MustafaThe main objective of this thesis is to investigate the role of macroeconomic instability on economic growth in Colombia, by utilizing a production function approach, over the 1950-2009 period. Additionally, the role of openness and capital formation (both physical and human) on economic growth are investigated. In doing so, this thesis has used modern time series techniques, such as unit roots, cointegration analysis and error correction models. Both the descriptive and econometric evidence show that the recurrent macroeconomic instability episodes seriously and negatively affected the growth potential of the Colombian economy during the 1950-2009 period. Empirical results also suggest that the growth in output is positively affected from physical and human capital formation but negatively affected from openness over the long term. Additionally, it is also found that in the long term, the output can adapt itself faster (in approximately three years) to the changes in macroeconomic instability and capital stock.Item THE ROLE OF MACROECONOMIC INSTABILITY ON ECONOMIC GROWTH RATE: THE CASE OF COLOMBIA, 1950-2009(2012-05-28) PULIDO PEDRAZA, Johanna Alejandra; İSMİHAN, MustafaThe main objective of this thesis is to investigate the role of macroeconomic instability on economic growth in Colombia, by utilizing a production function approach, over the 1950-2009 period. Additionally, the role of openness and capital formation (both physical and human) on economic growth are investigated. In doing so, this thesis has used modern time series techniques, such as unit roots, cointegration analysis and error correction models. Both the descriptive and econometric evidence show that the recurrent macroeconomic instability episodes seriously and negatively affected the growth potential of the Colombian economy during the 1950-2009 period. Empirical results also suggest that the growth in output is positively affected from physical and human capital formation but negatively affected from openness over the long term. Additionally, it is also found that in the long term, the output can adapt itself faster (in approximately three years) to the changes in macroeconomic instability and capital stock.Item KOBİ’LERİN YERİ VE ÖNEMİ(2013-08-14) HOSSEINPOUR, Roshanak; AK, SalihKüçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ), dünya ekonomisindeki rolü giderek artmaktadır. KOBİ‟ler, yeni istihdam alanları yaratılmasındaki katkıları, piyasa koşullarında meydana gelen değişikliklere uyum sağlama yetenekleri, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasındaki etkileri ile az gelişmiş, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde gün geçtikçe daha vazgeçilmez hâle gelmektedir. Bu gelişme de, ülkeleri, KOBİ‟lerin teşviki ve gelişimi için uygun politikalar uygulamaya yöneltmektedir. KOBİ‟ler her ülkede olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de son derece önemli bir yer ve ağırlığa sahiptir. KOBİ‟ler Türkiye‟nin gerek ekonomik kalkınmasında, gerekse de bölgedeki ekonomik gücünü artırmasında en önemli dayanaklardan biridir. Günümüz dünyasında tüm ülkelerde ekonomik politikaların merkezinde, KOBİ‟lerin geliştirilmesi ve korunması için uygun ortamların hazırlanması vardır. Zira ekonomilerin başarılı olması, çok büyük oranda KOBİ‟lerin başarılı olmasına bağlıdır. Bu nedenle KOBİ‟lerin yaşadıkları sorunlar, bu sorunların aşılması için sağlanan destekler ve bu konuda getirilen çözüm önerileri büyük önem kazanmaktadır.Item YARGI SİSTEMİNİN ETKİN İŞLEYİŞİ VE EKONOMİK BÜYÜME: TÜRKİYE ÖRNEĞİ, 1980-2010(2015-06-27) EMİN BENLİ, Hande; İSMİHAN, Mustafa; OĞUZ, FuatBu çalışmada, ülkelerin ekonomik performanslarındaki farklılıkların kurumsal faktörlerden kaynaklandığı görüşü takip edilerek, yargı sisteminin etkinliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi incelenmiştir. Literatürde, yargı sisteminin performans etkinliği ve ekonomik büyüme ile ilişkisi konusunda yapılan çalışmalar hem kuramsal hem de ampirik bakımdan eksiktir. Çalışmanın temel amacı, literatürdeki boşlukları dikkate alarak, yargının performans etkinliğinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini araştırmaktır. Yargı sisteminin sadece maddi hukukun uygulanması yönüne vurgu yapan çalışmaların aksine, bu çalışmada, yargı sisteminin etkinliğinin karar ve performans unsurlarından oluştuğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla, yargı sisteminin etkinliğinin karar ve performans ayrımı dikkate alınarak analiz edilmesinin önemi vurgulanmıştır. Ancak, bu çalışmanın ampirik bölümleri yargının performans etkinliği ile sınırlıdır. Yargı sisteminin performans etkinliği, Türkiye için 1980-2010 dönemi yıllık verileri kullanılarak, yeni bir endeks oluşturulmak suretiyle ölçülmüştür. Ayrıca, performans etkinliğinin ekonomik büyüme ile ilişkisini ortaya koyan ampirik bir model oluşturulmuş ve zaman serisi teknikleri kullanılarak sınanmıştır. Tasviri bulgulara göre, 1980-2010 dönemi boyunca yargı sisteminin performans etkinliğinin istikrarlı olmadığı görülmektedir. Başka bir deyişle, endeks Türkiye’de belirli dönemlerde yaşanan ekonomik ve politik gelişmelere hassasiyet göstermiştir. Ampirik model, yargı sisteminin performans etkinliğinin üretim fonksiyonu yaklaşımına dâhil edilmesiyle oluşturulmuştur. Ampirik sonuçlara göre, Türkiye’de yargı sisteminin performans etkinliğinin ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisi olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu etkinin, özellikle nüfus başına düşen hâkim ve savcı sayısı ile davaların temizlenme oranı kanallarıyla ortaya çıktığı tespit edilmiştir.Item SERMAYE AKIMLARI VE YURTİÇİ KREDİ GENİŞLEMESİNE BAĞLI MAKRO FİNANSAL İSTİKRARI SAĞLAMAYA YÖNELİK POLİTİKALARIN ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ(2015-06-26) AYDIN, Zuhal; ŞENALP, Mehmet GürsanBu çalışma bir birini tamamladığı düşünülen üç amaca sahiptir. Öncelikle 2008 finansal krizi sonrasında para politikasında meydana gelen gelişmeleri ve bu gelişmelerin küresel likiditeyi ne biçimde etkilediği araştırılmıştır. Daha sonra küresel likiditenin Türkiye örneğinde benzer makro ekonomik temellere sahip ülkelerde finansal istikrar üzerinde ne gibi etkileri olabileceği ve bunlara yönelik olarak hangi politika tedbirlerinin önerildiği incelenmiştir. Çalışmanın bu iki amacı konuyla ilgili literatür ve makro ekonomik verilere bağlı olarak açıklanmıştır. Ayrıca üçüncü bir amaç olarak Türkiye örneğinde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları üzerinde etkisi olduğu düşünülen yurt içi ve yurt dışı faktörlerin belirlenmesine yönelik ekonometrik analiz uygulanmıştır. Bu çerçevede sermaye hareketleri için vekil (Proxy) değişken olarak sıcak para (swap) alınmıştır. Bu değişken bağımlı değişken kabul edilmiştir. Sermaye hareketlerini iten ve çeken faktörler olarak tanımladığımız, CDS spreads, EMBI, FED funds’u, VIX, kaldıraç oranları, reel döviz kuru ve TCMB politika faiz oranı literatüre bağlı olarak belirlenmiştir. Çalışmada değişkenler arasındaki kısa ve uzun dönem etkilerini yakalamak için hata düzeltme modeli (Error Corection Model, ECM) ve Johansen eş bütünleşme analizinden yararlanılmıştır. Bağımsız değişkenlerden kaynaklı şokların bağımlı değişkende meydana getirdiği değişmeleri açıklama güçlerini yakalamak için VAR modeline dayalı varyans ayrıştırma (Variance Decomposition) hesaplamasından yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular, seçilmiş değişkenler arasında uzun dönem ilişkinin varlığı, kısa dönem sapmaların geçici olduğu ve sıcak para hareketlerinin daha çok dışsal faktörlerce yön bulduğunu göstermektedir.Item TÜRKİYE’DE YOKSULLUĞU BELİRLEYEN FAKTÖRLERİN PANEL VERİ YÖNTEMİ İLE ANALİZİ VE MİKROKREDİ UYGULAMALARI(2021-08-09) KILIÇOĞLU, Nurdan; EKİNCİ, Mehmet FatihÇalışmanın temel amacı, Türkiye'de yoksulluğun belirleyicilerini ve mikrokredi uygulamalarının yoksulluk üzerindeki etkilerini analiz etmektir. Yoksulluk sözcüğü, yeterli düzeyde gelire sahip olmayan bireylerin ihtiyaç duydukları temel ihtiyaçları karşılayamaması halinde içinde bulundukları maddi durumu ifade etmek için kullanılmaktadır. Çalışmada yapılan literatür araştırması sonucunda yoksulluğun belirleyicisi olarak elde edilen değişkenler panel veri yöntemi ile analiz edilmiş olup, veriler ise TÜİK veri tabanından temin edilmiştir. Elde edilen analiz sonuçları, yoksulluk ile bağımlı nüfus arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Yoksulluk ile mikrokredi arasındaki ilişki göz önüne alındığında ise bu çalışmanın bulguları, yoksulluğu yüzde 1 oranında azaltmak için kişi başına düşen mikrokredi miktarının 599 TL arttırılması gerektiğini göstermektedir.Item TÜRKİYE EKONOMİSİNİN POLİTİK EKONOMİK EKSENDE DEĞERLENDİRİLMESİ (1924-2015)(2017-01-07) ÇELİK, Eşref Uğur; İSMİHAN, MustafaÜlkelerin kaliteli ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamaları kendi gelişimleri açısından büyük öneme sahiptir. Bu tür bir uzun dönemli ekonomik performansa ulaşmak için olumlu makroekonomik gelişmeler gereklidir ancak yeterli değildir. Ülkeler çoğunlukla sergilemiş oldukları makroekonomik gelişmeleri sosyo politik gelişmelerle destekledikleri ölçüde uzun dönemli kişi başına gelir artışlarını sağlayabilmektedirler. Bu bağlamda, çalışmanın ilk kısmında Türkiye için makroekonomik performans ve sosyo-politik performans endeksleri oluşturulmuş ve ilgili tarihsel analiz 1924-2015 dönemi için gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında ise, Türkiye’deki makroekonomik ve sosyo-politik gelişmelerin uzun dönemli ekonomik büyüme üzerindeki rolü çok partili dönem için araştırılmış ve bu bağlamda, üretim fonksiyonu yaklaşımı çerçevesinde bir model geliştirilmiştir. Elde edilen bulgular, Türkiye’de makroekonomik ve sosyo-politik ortamlardaki iyileşmelerin uzun dönemli ekonomik büyümeyi olumlu etkilediğini göstermiştir. Ancak bölüşüm cephesindeki gerilimlerin azaltılmadığı ve sosyo-politik ortamda huzurun sağlanmadığı bir durumda, makroekonomik performansın yükselişi uzun dönemli kişi başına gelir artışlarının sağlanması için tek başına yeterli değildir. Daha açık bir ifadeyle, makroekonomik ve sosyo-politik gelişmeler arasında ödünleşimler bulunmasına karşın, uzun dönemli ekonomik başarının yakalanabilmesinin yolu her ikisinde de sağlanacak olan olumlu gelişmelerden geçmektedir.Item İKİLİ UYARLANMA YAKLAŞIMI: TÜRKİYE İÇİN YATIRIM FONKSİYONU UYGULAMASI(2022-02-15) Küçüker, Mustafa Can; İSMİHAN, Mustafa; ERUYGUR, Ozanİkili Uyarlanma yaklaşımı, zaman serilerinin ikili (sürekli ve devrevi) ortak hareketlerini ayrıştırmamıza ve dolayısıyla ikili uyarlanmayı dikkate almamıza olanak sağlamaktadır. Bu tez çalışmasında farklı filtreme yöntemleriyle İkili Uyarlanma yaklaşımı çerçevesinde ortak filtrelenmiş trend kavramı ortaya konulmuş ve serilerin bu tip bir ilişkiye sahip olup olmadıklarının sınanabilmesi için kolayca uygulanabilecek bir test önerilmiştir. Ayrıca bu tez çalışmasında 1963- 2014 döneminde özel kesim sabit sermaye yatırımlarının gelir, kamu kesimi sabit sermaye yatırımları ve makroekonomik istikrarsızlık ile olan ilişkisi İkili Uyarlanma yaklaşımı ile incelenmiştir. Türkiye’de özel kesim yatırımları ile gelir, kamu kesimi sabit sermaye yatırımları ve makroekonomik istikrarsızlık arasında, %5 düzeyinde, bir eşbütünleşme ilişkisi olmadığı yani tahmin edilen uzun dönemli ilişkinin sahte olduğu, ancak İkili Uyarlanma yaklaşımına göre bu değişkenler arasında uzun dönemli ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Özel kesim yatırımları ve gelirin sürekli ve devrevi (geçici) bileşenleri arasında iki farklı ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, özel kesim yatırımları ile kamu kesimi yatırımlarının uzun dönemde ilişkisiz olduğu ancak kısa dönemde negatif ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Makroekonomik istikrarsızlığın belirsizlik yaratarak özel kesim sabit sermaye yatırımlarını uzun dönemde etkilediği ancak kısa dönemde etkili olmadığı saptanmıştır. Başka bir deyişle, kullanılan değişkenlerin sürekli ve devrevi bileşenlerinin katsayılarına bakıldığında bu katsayıların birbirleri ile eşit olmadığı yani yapılacak olan analizlerin tekil uyarlanmayı şart koşan standart eşbütünleşme analizi ile yapılmasının teorik beklentilerle de ters düşeceği bu tez çalışmasından elde edilen temel bulgu olmuştur. Sonuç olarak, özel kesim yatırımları ve ilgili değişkenler arasında teorik gerekçelerle tekil değil ikili ilişki (uyarlanma) öngörülmüş ve bu beklentiler ampirik bulgularla desteklenmiştir. Bu tezde geliştirilen yazılım sayesinde uygulamacıların basit ve hızlı bir şekilde İkili Uyarlanma yaklaşımı çerçevesinde kullanılan analiz sonuçlarına ulaşabilmesine ve bu sonuçların geleneksel eşbütünleşme analizi sonuçları ile karşılaştırılabilmesine olanak sağlanmıştır.Item YABANCI ÖĞRENCİLERİN TÜRKİYE’Yİ TERCİH ETME NEDENLERİ, GELECEKLE İLGİLİ KARİYER BEKLENTİLERİ ve GÖÇ NİYETLERİ ÜZERİNE NİTEL BİR ÇALIŞMA(2022-01-19) ÇERMİK, Emine Özden; GÜNGÖR, Nil DemetYükseköğretimin uluslararasılaşmasında uluslararası öğrenci hareketliliği önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte bu hareketlilik ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru gerçekleşmekteydi. 1990‟lı yıllardan itibaren, orta gelirli gelişmekte olan ülkeler yabancı öğrenci hareketliliğinde yeni bölgesel çekim merkezleri olarak giderek önem kazanmaya başladı. Türkiye‟nin de son yıllarda yabancı öğrenci sayılarında yaşadığı önemli artışlar nedeniyle bölgesel çekim merkezlerinden biri olma yolunda ilerlediği görülmektedir. Çalışma, Türkiye‟de eğitim göre yabancı öğrencilerin Türkiye‟yi bir uluslararası eğitim merkezi olarak nasıl değerlendirdiklerini, eğitimlerini tamamladıklarında ne tür kariyer beklentilerine sahip olduklarını ve Türkiye‟yi bir geçiş ülkesi olarak mı yoksa kalıcı bir göç lokasyonu olarak mı düşündüklerini incelemektedir. Bu amaçla, Türkiye‟de eğitim gören yabancı öğrencilerin Türkiye‟yi seçme nedenleri, eğitim süreciyle ilgili düşünceleri, ileriye dönük kariyer ve yaşam hedefleriyle beraber göç niyetleri hakkında bilgi toplanılmıştır. Veri toplamada derinlemesine incelemeye olanak sağlayan nitel bir veri toplama tekniği olan yarı yapılandırılmış mülakat tekniği tercih edilmiştir. Çalışmanın evreni Ankara‟daki üniversitelerle sınırlı tutulmuştur. Öğrenci seçimi cinsiyet, disiplin, öğrenim düzeyi, ülke ve yaşam koşulları açısından yeterli örnek çeşitliliğini sağlamanın bir yolu olan ölçüt örneklemesine dayanmaktadır. İki vakıf ve iki devlet üniversitesi olmak üzere, Ankara‟da bulunan dört farklı üniversitede lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde eğitim gören 15 uluslararası öğrenciyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerden elde edilen bulgular, öğrencilerin üniversite ve bölüm seçimlerinde oldukça bilinçli olduklarını göstermektedir. Türkiye‟yi tercih ederken dil, din, köken, kültürel ve coğrafi yakınlığın yanı sıra, arkadaş ve akraba tavsiyesi, ülkelerinde yaşadıkları siyasi istikrarsızlık, Türkiye‟ye hissettikleri manevi duygular, Türk eğitim kurumları ile temas ve Türk eğitimcilerin önerileri önemli ii temalar olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye‟de öğrenim gördükleri sırada gözlemledikleri veya bizzat yaşamış oldukları ayrımcılık ile Türkiye‟deki ekonomik istikrarsızlık katılımcıların yaşam ve eğitim memnuniyetlerini olumsuz etkilemiştir. Öte yandan, eğitim kalitesi ve potansiyel kariyer fırsatları öğrencilerin memnuniyetlerini olumlu etkileyen etkenler olarak ön plâna çıkmaktadır. Öğrencilerin mezuniyet sonrası gelecek ile ilgili beklentileri, kariyer ve göç hedefleri incelendiğinde, Türkiye‟yi genel olarak bir geçiş ülkesi olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Eğitimlerini tamamladıktan sonra tecrübe edinmek için geçici bir süreliğine Türkiye‟de kalmayı amaçlamaktalar, ancak nihai hedef olarak neredeyse tümü ya kendi ülkelerine dönmeyi ya da kaliteli eğitim ve/veya iş fırsatları açısından çeşitli gelişmiş ülkelere kalıcı olarak yerleşmek istediklerini belirtmişlerdir.Item ENFLASYONUN POLİTİK MAKROEKONOMİK DİNAMİKLERİ: TEORİK UYGULAMA(2022-01-19) AKKUTAY, Emine Aybike; GÜNGÖR, Nil DemetÜlkeler güçlü makroekonomik göstergelere sahip olmaya çalışırlar. Ancak yüksek enflasyonun varlığında birçok ülkenin istenilen refah seviyesine ulaşamadığı görülmüştür. Yüksek enflasyonun önemli bir sorun haline gelmesinde yanlış uygulanan para ve maliye politikalarının yanı sıra siyasi istikrarsızlığın da önemli bir etken olduğu görülmektedir. Bu sebeple güçlü makroekonomik göstergelere sahip olabilmek için doğru para ve maliye politikalarının yanı sıra siyasi istikrarın da sağlanması gerekmektedir. Bu çalışmada makroekonomik göstergelerde olumsuz sonuçlar yaratan yüksek enflasyon sorununu çözebilmek için enflasyon hedeflemesi modeli önerilmiş ve etkinliği araştırılmıştır. Ayrıca net verimlilik etkisinin farklı durumları ele alınarak enflasyon hedefinin artırılmasıyla makroekonomik göstergeler üzerindeki etkileri gösterilmiştir. Çalışmada esnek enflasyon hedeflemesi ilk önce statik model çerçevesinde merkeziyetçi ve merkeziyetçi olmayan kurumsal yapı içerisinde incelenmiştir. Teorik çalışmanın sonucuna göre, hem merkeziyetçi hem de merkeziyetçi olmayan kurumsal yapıda enflasyon hedeflemesinin artırılmasının, net verimliliğin pozitif olduğu durumda, kısa dönemde büyümeyi olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Statik modelin olumlu etkilerinin gösterilmesinin ardından çalışmanın diğer bölümünde borç dinamikleri de dahil edilerek enflasyon hedeflemesi dinamik model çerçevesinde merkeziyetçi ve merkeziyetçi olmayan kurumsal yapı içerisinde incelenmiştir. Dinamik modelde de enflasyon hedeflemesinin birinci ve ikinci dönemdeki enflasyon oranı, kamu harcama oranı ve çıktı oranı üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Çalışmada ayrıca hem statik hem dinamik modelde net verimliliğin etkileri gösterilmiştir. Elde edilen bulgulara göre politik istikrarsızlığın görece düşük olduğu durumda makroekonomik göstergeler olumlu yönde etkilenirken politik istikrarsızlığın yüksek olduğu durumda makroekonomik göstergelerin olumsuz yönde etkilendiği bulunmuştur. Üzerinde durulan bir başka konu ise seçim belirsizliğidir. Seçim belirsizliğinin varlığında enflasyon hedefi rejiminin makroekonomik göstergeler üzerindeki olumsuz etkiyi azalttığı gösterilmiştir. Son olarak merkez bankasının muhafazakâr etkisi araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar bağımsız bir merkez bankasının seçilmiş bir hükümete göre daha muhafazakâr bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.