Department of Interior Architecture and Environmental Design
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item VİTRİN TİPOLOJİLERİNDE RENK TERCİHLERİ(2020-11-10) YİĞİTTOP, Helin; GÜNEŞ, ElifVitrin, markaların tüketiciyle buluştuğu ilk mağaza mekanıdır. Potansiyel tüketicinin markaya ait ürünler ile tanıştığı ve tüketiciyi mağaza içine yönlendirmede etkisi olan, bu sayede ürün satışlarını da olumlu yönde etkileyen, üretim ile tüketim arasındaki bağı oluşturan mağazanın önemli bir bölümüdür. Çalışmanın temel amacı; tüketicilerin, farklı vitrin tiplerinde kullanılan renk uygulamaları karşısındaki tercihlerini belirleyerek, tüketicilerin tercihleri doğrultusunda vitrin tasarımları için öneriler oluşturmaktır. Bu çalışmada, vitrin kavramı literatür araştırması yapılarak tanımlanmıştır. Çalışma kapsamında, belirlenen 6 farklı vitrin tipi referans alınarak seçilmiş farklı markalara ait vitrin görselleri, sıcak renk (kırmızı), soğuk renk (mavi) ve nötr renk (gri) ile Adobe Photoshop programında düzenlenmiştir. Kontrollü bir araştırma ortamında, bilgisayar ekranında, oluşturulan vitrin görselleri 50 kadın 50 erkek olmak üzere toplam 100 katılımcıya gösterilmiş ve anket çalışması uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen istatistiksel veriler, vitrine uygulanan renkler arasından katılımcılar tarafından en çok nötr rengin, en az ise soğuk rengin tercih edilen renk olduğunu göstermektedir. Çalışmada farklı vitrin tiplerinde kullanılan renklere göre, renk tercihlerinin farklılık gösterdiği görülmektedir. Düz, açık, köşe, arkad ve çift üniteli vitrin tiplerinde en çok nötr renk tercih edilirken; kapalı vitrin tipinde sıcak rengin en çok tercih edilen renk olduğu görülmektedir. Ayrıca kadın ve erkek katılımcıların tercihleri analiz edildiğinde, her iki katılımcı grubu için de en çok nötr rengin, en az soğuk rengin tercih edildiği görülmektedir. Fakat, farklı vitrin tipolojileri incelendiğinde, erkek katılımcılar için bütün vitrin tiplerinde en çok tercih edilen renk nötr renk olsa da, kadın katılımcılar için düz, kapalı ve köşe vitrin tiplerinde en çok tercih edilen rengin sıcak renk olduğu görülmektedir. Elde edilen veriler sonucunda, tüketici tercihleri kapsamında, vitrin tasarımına ait öneriler sunulmuştur.Item TARİHİ YAPILARIN YENİDEN İŞLEVLENDİRİLMESİ: BİTLİS EL-AMAN KERVANSARAYI ÖRNEĞİ(2020-11-10) SÜPHANOĞLU, Yaprak Berna; GÜNEŞ, Elif; ÇELİK BAŞOL, GülşahBitlis yaklaşık 3 bin yıllık bir geçmişe sahip, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş konumu itibariyle stratejik anlamda son derece önemli bir kenttir. Kuruluşundan günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapan kent; tarihi dokusu, geleneksel konutları ve anıtsal yapıları ile binlerce asırlık kültürel mirası günümüze taşımıştır. Kültürel öneminin yanında ticaret aksının üzerinde bulunması, kentin anıtsal yapılarının gelişim sürecini oluşturmuştur. Anıtsal yapı türleri içinde, ticaretin bir gereksinimi olarak ortaya çıkan kervansarayların, Bitlis’te birçok zengin örneği bulunmaktadır. Bitlis’teki kervansarayların bazıları günümüze değin varlığını koruyamamış, bazıları ise restorasyon süreçlerinin ardından yeni işlevler kazandırılarak kullanıma açılmıştır. Sözü edilen anıtsal yapılar hakkında yeterince literatürün bulunmaması da çalışmanın başlıca motivasyonlarından biridir. Bu çalışma kapsamında, kervansarayların ve ticaret yollarının geçirdiği süreçlerin ardından Bitlis’in ticaret yollarındaki yeri, Bitlis hanlarının ve kervansaraylarının mimari özellikleri incelenmiştir. Tarihi yapılarda yeniden işlevlendirme yöntemi, teknikleri ve uygulama kriterleri yeniden işlevlendirilen kervansaray örnekleri üzerinden değerlendirilmiştir. Ardından Bitlis’te yeniden işlevlendirilen, 16. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş olan tarihi El Aman Kervansarayının özgün mimarisi ve mevcut durumu incelenmiştir. Strüktürel, malzeme ve yapım tekniği kapsamında, yeniden işlevlendirilen yapının mevcut işlevi ile koordinasyonu gözlemlenmiştir. Tezin son bölümünde ise gerçekleştirilen gözlemler bağlamında mekân-işlev değerlendirmesi yapılmış, değerlendirme sonucunda seçilen işlevin yapı üzerindeki etkileri belirtilmiştir. Değerlendirme ile ulaşılan sonuçlar çerçevesinde tarihi yapının fonksiyon performansı, mevcut performansın yapıya sağladığı olumlu ve olumsuz katkılara değinilmiştir. Tarihi yapılarda yeniden işlevlendirme kriterleri bağlamında önerilere yer verilmiştir.Item BİYOFİLİK YAKLAŞIMLA TASARLANMIŞ DİŞ MUAYENEHANELERİNİN DENTAL FOBİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ(2021-11-08) BAYRAKCI, Elif Ezgi; YILDIRIM KAYA, Nazlı NazendeBu araştırmada, öncelikle katılımcıların dental korku skalası ile dental fobi düzeyleri ölçülmüştür. Daha sonra katılımcılardan dental korku düzeyi belirli bir puanın üzerinde olanların biyofilik ve standart tasarlanmış diş muayenehanelerine ilişkin algıları ölçülmüştür. Yapılan ölçümlerle biyofilik ve standart tasarım arasında fark olup olmadığı test edilmesi amaçlanmıştır. Biyofilik tasarımlı diş muayenehanesinin dental fobi üzerindeki etkilerini test etmek için, sanal ortamda modellenmiş iki farklı diş muayenehanesinin (biyofilik tasarımlı mekân ve standart tasarımlı mekân) dijital resimlerine dayanan bir çalışma düzenlenmiştir. Katılımcıların her iki diş muayenehanesini değerlendirmeleri için geliştirilen iki aşamalı anket çalışması düzenlenmiştir. Birinci aşamada katılımcıların dental korku düzeyleri belirlenip ikinci aşamada duygusal değerlendirme ölçeği ve mekânsal değerlendirme ölçeği kullanılarak katılımcıların mekânlara ilişkin algıları ölçülmüştür. Ankete toplamda farklı demografik gruplara ait 228 kişi katılmıştır. Elde edilen sonuçlarla, biyofilik tasarımlı diş muayenehanesinin standart tasarımlı diş muayenehanesine göre dental korku üzerinde olumlu bir etki yarattığı ve bu farkın istatistiksel olarak önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, biyofilik tasarımın dental fobi üzerindeki etkisinin cinsiyet ve yaş grupları temelinde farklılaştığı da gözlemlenmiş ve bu farklar istatistiksel olarak önemli bulunmuştur.Item İÇ MEKÂNDA BİTKİ KULLANIM ŞEKİLLERİNİN GÖRSEL TASARIM PARAMETRELERİ İLE İLİŞKİSİ(2021-11-03) KARAPINAR, Gizem; GÜNEŞ, ElifGünümüz yaşam şartları, teknoloji, metropol şehirler, iş hayatı insanların doğal yaşama yeterli vakit ayıramamasıyla birlikte doğadan uzaklaşmasına neden olmuştur. Bu uzaklaşmanın zamanla getirdiği olumsuz etkilerle insanlar doğa ile kopan bağın tekrar oluşturulmasına ihtiyaç duymaktadır. Bu tez çalışmasında ilk olarak doğa ile bağ kurma ihtiyacının nedeni olan “biyofili” kavramı açıklanmıştır. Biyofili, yaşam şartlarının getirdiği stres ve kaygıyı azaltarak daha sağlıklı bireyler olunması için insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakmaktadır. Yaşam için bu kadar etkili bir iç güdü olan biyofilinin iç mekâna etkisi kaçılmazdır. İç mekânda etkin rol almaya başlayan biyofili kavramı bu çalışmada; Browning’in tasarım parametreleri, Kellert ve Çorakçı’nın biyofilik tasarım özellikleri temel alınarak analiz edilmiştir. “Bitki” biyofilik bir tasarım elemanı olarak ve iç mekanda işlevsel görevler üstlenerek mekan organizasyonu sağlama potansiyeli doğrultusunda, bu çalışmada kullanım yöntemleri ile temel değişkeni oluşturmaktadır. Biyofilik tasarım analizleri doğrultusunda bu çalışmada iç mekânda bitki kullanımlarının tanımladığı görsel tasarım parametreleri: barınma/sığınma, merak/gizem, hiyerarşi/hâkimiyet/odak, karmaşa, düzen, toplanma/biraraya gelme/buluşma, sınır, yönlendirme, güvenlik, süsleme/aksesuar olarak belirlenmiştir. İç mekânda bitki kullanım senaryolarının belirtilen görsel tasarım parametreleri ile olan ilişkisi incelenmiş ve yapılan iki farklı anket çalışması sonucunda, tasarımcılara mekanda bitki kullanım kurgusu ve karşılık geldiği görsel tasarım parametresi üzerine bir model geliştirilmesi amaçlanmıştır.Item OTTO WAGNER’İN POSTSPARKASSE İÇ MEKÂN TASARIMININ VİYANA’DA MODERNİZM, SANAT VE ENDÜSTRİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ(2021-09-09) TEMEL, Rabia; PREIFFER, ŞuleBu tez, XX. yüzyıl başlarında Viyana’da mimar Otto Wagner’in Postsparkasse (1903-1912) yapısının, cephe, Giriş Holü, Büyük Gişe Salonu ve Küçük Gişe Salonu iç mekân tasarımlarını incelemektedir. Tez çalışmasının amacı Postsparkasse’nin incelenen bölümlerindeki tasarım unsurlarının, dönemin sanat, tasarım ve mimarlık ortamı ile etkileşiminin ve endüstrideki gelişmelerin tasarımlara nasıl yansıdığının araştırılmasıdır. Aynı zamanda endüstri devrimiyle birlikte Viyana’da geliştirilen bankaların bu tasarım üzerindeki etkilerinin, banka işleyişi ile mekânsal kurgu arasındaki bağlantının araştırılması amaçlanmaktadır. Bu bağlamda Viyana’da XIX. yüzyıldan XX. yüzyıla geçiş sürecinde kentteki sanat ve mimarideki faaliyetler aktarılmaktadır. Endüstri devriminin ardından üretim tekniklerindeki, malzemelerdeki gelişmeler ve kentte kurulan bankacılık sistemleri hakkında kısaca bilgi verilmektedir. Ardından Otto Wagner’in hayatı, eserleri ve modernizme yönelik çalışmaları üzerinde durulmaktadır. Bu anlatım sonrasında Postsparkasse yapısının cephe özellikleri, yükseltilmiş zemin kattaki incelemeye alınan mekânlar, mekân organizasyonu, yapısal unsurlar, donatı elemanları yönünden analiz edilmektedir. Yapının genel özelliklerinin iç mekân tasarımlarıyla bağlantısının ifade edilebilmesi için cepheler de inceleme kapsamına alınmıştır. Wagner’in proje tasarımı sürecinde yaptığı çizimleri ve modern mimariye dair söylemlerine de yer verilmektedir. Wagner’in, bu yapıdaki iç mekân tasarımlarında içinde bulunduğu dönemin mekânsal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurduğu düşünülmektedir. Tez çalışması sonunda yapının cephe ve iç mekân tasarımlarında, malzeme, üretim teknikleri, yapı sistemleri açısından endüstrideki gelişmelerin öncül bir biçimde kullanıldığı, mekân tasarımları ve organizasyonlarında kullanıcıların gereksinimlerine bağlı olarak işlevselliğin ön planda tutulduğu tespit edilmiştir. Bu nitelikler Postsparkasse yapısının modern mimarinin öncül yapılarından biri olduğunu göstermektedir.Item CEZAEVİ YAPILARINDA MEKÂNSAL İHTİYAÇLAR VE İÇ MEKÂN ALGISI(2021-09-09) EGE, Alperen; GÜNEŞ, ElifCezaevlerinin başlıca temel amacı hükümlüleri hapsetme olduğundan dolayı, sürekli denetim altında tutmak düşüncesinin egemen olduğu mekânsal kurgulara sahiptir. Tarihsel Süreçte benimsenen cezaevi yapılarında kurgulanan mekânlar sayesinde insanlar sürekli olarak denetim ve gözetim altına alınmış, konuşma yasakları getirilmiş, mekânların boyutları ile hükümlülere baskı yapılmış, kullanılan malzemelerin vasat oluşu ile hükümlüler değersizleştirilmiştir. Mekân organizasyonları birçok hükümlü üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmuştur. 20. yy’da cezaevlerinin yeniden değerlendirilmiş, insan hakları doğrultusunda alınan kararlara uygun ve sağlıklı bir yaşam oluşturma yolunda yeniden yapılanmıştır. Ayrıca hükümlülere sosyal aktiviteler yaptırılarak devlet ekonomisine katkıda bulunmaları fırsatı verilmiştir. Teknolojinin gelişmesi ve insan haklarına verilen önemin artması ile birlikte cezaevlerinin tasarımlarında da değişimler olmuş ve hükümlülerin cezalarını çekerken aynı zamanda da bir gün dışarıya çıkacak olduklarından topluma ve kendilerine saygılı bireyler haline getirmek amaçlanmıştır. Fakat halen daha günümüzde bu düşünce yapısı tam anlamı ile uygulanmamaktadır. Bu çalışma, cezaevi mekânlarının insan-mekân ilişkisi üzerine mekânsal algısını ve geliştirilen mekânsal arayışlara yönelik ihtiyaçları araştırmayı hedeflemektedir. Araştırma kapsamında geliştirilen anket çalışması ile geçmişinde cezaevinde kalmış ve cezaevini hiç deneyimlememiş katılımcıların verileri toplanmıştır. Bu veriler ışığında mekân-algı-işlev değerlendirilmeleri yapılmış, olumlu ve olumsuz yönde gelişen değerlendirmeler tartışılarak mekânsal kurgu düzenine ve rehabilite çalışmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur.Item TÜRKİYE’DE AKDENİZ’E KIYISI OLAN GELENEKSEL KONUTLARDA MALZEME VE RENK ARAŞTIRMASI(2012-07-25) GÜÇBEY, Büket; ÜNLÜ, FerayMekân tasarımında, malzeme ve renk öğesi tasarıma etki eden önemli etkenlerdendir. Anadolu‟da geçmişten günümüze, yaşanılan bölgenin coğrafyasına ve kültürüne göre konutlar inşa edilmiştir. Türkiye‟de Akdeniz kıyı yerleşimlerinde, geleneksel mimarinin oldukça zengin çeşitliliği görülmektedir. Türkiye‟de Akdeniz‟e kıyısı olan geleneksel konutların mekân tasarımında kullanılan malzeme ve renklerin araştırılması, tezin konusunu oluşturmaktadır. Malzeme ve renk arasında vazgeçilmez bir birliktelik vardır. Bu bağlamda renk, kullanımına bağlı olarak yaşam içinde yer alıp insan üzerinde çok çeşitli etkileri olan önemli bir olgudur. Renk; simgesel, işlevsel ve biçimsel özellikleriyle mekânlarda yaşamsal ve görsel konforu etkilemesine ek olarak, psikolojik ve estetik boyutlarıyla da mekân tasarımlarında etkin rol oynamaktadır. Mekân ve renk ilişkisi; kentsel dokuda ve iç mekân biçimlenmesinde kültürel aktarım ve etkileşim süreçlerinin önemli bir taşıyanıdır. Bununla birlikte malzeme ve renk, özellikle coğrafya ve iklime bağlı gelişmektedir. Bu bağlamda; Türkiye‟de geleneksel Akdeniz konutlarının mimari ve iç mekânlarda kullanılan malzeme ve renk olgusunun belirlenmesi dikkate değerdir. Bu çalışmada; Türkiye‟deki Akdeniz kıyılarında belirlenen geleneksel konutlarda, (Hatay/ İskenderun, Dörtyol, Mersin/ Merkez, Silifke, Anamur, Antalya/ Merkez, Alanya, Manavgat, Kaş, Kalkan ve Muğla/ Bodrum, Datça) malzeme ve renk araştırması yapılmıştır. Bu araştırma neticesinde, elde edilen malzeme ve renk örneklerinden çıkan sonuçların değerlendirilmesiyle, bu konutlarda kullanılan malzeme ve rengin belgelenmesi amaçlanmıştır. Renk tanımlamalarında, NCS (Natural Color System-Doğal Renk Sistemi) renk modelinden yararlanılmıştır. Akdeniz geleneksel konut dokusunda kullanılan renklerin tanımlanması ile kentsel koruma çalışmalarında yarar sağlaması hedeflenmiştir.Item ANKARA KARACABEY KÜLLİYE YAPI GRUBUNDA BULUNAN KARACABEY ÇİFTE HAMAMI İÇ MEKAN ANALİZİ(2012-07-25) EROL, Ş. Çağlayan; PFEIFFER TAŞ, ŞuleAnkara’ da XV. yüzyıl yapılarından olan Karacabey Çifte Hamamının iç mekan analizi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Yapının Ankara ilinde konumlanması nedeniyle Ankara’nın XV. yüzyıldaki fiziksel ve sosyal durumu, 1300-1500 lü yıllarda Osmanlı’da dini ve sosyal yapıların tarihçesi ile birlikte ele alınmıştır. Ayrıca çalışmanın kuramsal çerçevesinde, Karacabey Çifte Hamamının günümüz genel özellikleri, mimari tanımlamaları, günümüze kadar yapılan restorasyon tanımlamaları ve değerlendirmeleri yapılmış, iç mekan tasarımı önerileri sunulmuştur. Yapının korunarak ve gerekli belgelemeler yapılarak gelecek nesillere aktarılması, iç mekan öğelerinin günümüzdeki durumunun tespiti ve restorasyon sonrası iç mekan tasarımı gerekliliğinin vurgulanması çalışmanın amacını oluşturmaktadır.Item AHİ ŞERAFETTİN (ASLANHANE) KÜLLİYESİNDE CAMİ, ZAVİYE VE TÜRBE’NİN İŞLEVSEL VE İÇMİMARLIK AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMALI DEĞERLENDİRİLMESİ(2012-07-25) ŞAHİN, Berk; PFEIFFER TAŞ, ŞuleAnadolu Selçukluları döneminden günümüze kadar varlığını sürdüren tarihi eserler arasında döneminin en önemli örneklerinden biri olan Ahi Şerafettin Camisi gerek yakın çevresinde bulunan zaviye ve türbesi ile İslami dini mimarlık örneklerine sahip olması, gerekse dönemin iç ve dış mimari tasarım ve uygulamaları açısından özenle incelenmesi gereken bir eserdir. Türklerin Orta Asya’da kullandıkları çadır hayatının ve özellikle ahşap direkli çadırlar içinde ibadetlerini yerine getirmelerinin yansıması olarak Anadolu’da inşa edilen ahşap direkli, ahşap oturtma çatılı camiler, Türklerin Anadolu’ya gelmelerinin ardından mimari örnekler olarak önemli bir yere sahip olmuşlardır. Ahi Şerafettin Camisi, Anadolu’da bolca bulunan bir hammadde olan taş malzemenin kullanılması ile oldukça sade cephelere sahip sınırlanan mekânının içinde, eşsiz sanat eserlerini barındırması yönünden farklı bir alanda diğer örneklerinden ayrılmaktadır. Üç cephesinde birer kapısı ve bunlardan kuzeybatı cephesinde taç kapı ile hareket kazanan yapının, Anadolu Selçukluları yapı elemanı olan tuğlanın sırlı ve sırsız kullanıldığı bir adet minaresi bulunmaktadır. Dönemin ahşap direkli, oturtma çatılı camilerinden olan Ahi Şerafettin Camisi, bazilikal planı, kıble duvarına dikey her biri altı adet dört ahşap sütun dizisiyle 5 satıh meydana getirmektedir. Caminin içinde bütün kuzeybatı kısmını ikinci direğe kadar kaplayan kadınlar mahfili, mekânı ikinci kat halinde ayırmaktadır. Orta nef üzerinde bulunan görkemli çini-alçı mihrap, caminin boyuna uzanan simetri aksının tam üzerinde yer almaktadır. Bütün içmimarisi ve muhteşem çini mihrabı yanında, caminin ahşap minberi orta boy minberlerden taklit kündekari tekniği ile yapılmış ve yan aynalıklarında geçmeler halinde işlenmiş yıldız, altıgen, üçgen şeklindeki figürlerin içleri işlenmiş şekilde günümüze kadar sağlamlığını koruyan ender örneklerdendir. Boyuna dikdörtgen planlı caminin ahşap tavanı, dört sıra halinde dizilen altışar adet ahşap direkle, üzerinde antik sütunlar ve bu sütunları hatıllara bağlayan ahşap yastıklar ile taşınmaktadır. Döneminin içmimari ve çevre tasarımını en iyi şekilde yansıttığı yapının bunun yanında yaşayış, kültür ve sanat tarzını yansıtması açısından hem sanat tarihi hemde mimarlık disiplini açısından önemli detaylara sahip olması gelecekte daha birçok alanda araştırılması gerekli tarihi eserler arasına yapıyı sokmaktadır. Caminin yine aynı dönemde yapılmış Ankara yakın illerinden seçkin örnekler olan Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Sivrihisar Ulu Camisi, Afyon ve Konya Camileri gibi benzer yapılarla yapım detayları karşılaştırılarak içmimari açısından yapıldıkları dönemde genel bir tasarım çizgisini takip ettiğini söylemek mümkün olmuştur. Bütün detayları ile Anadolu Selçuklularından günümüze kadar uzanan süreçte araştırması yapılan bu çalışmanın, içmimarlık alanında gelecek araştırmalara örnek teşkil etmesi ve kaynak olmasını umut etmekteyiz.Item ANKARA KARACABEY KÜLLİYE YAPI GRUBUNDA BULUNAN KARACABEY ÇİFTE HAMAMI İÇ MEKAN ANALİZİ(2012-06-07) EROL, Şaziment Çağlayan; PFEIFFER TAŞ, ŞuleAnkara’ da XV. yüzyıl yapılarından olan Karacabey Çifte Hamamının iç mekan analizi bu tezin konusunu oluşturmaktadır. Yapının Ankara ilinde konumlanması nedeniyle Ankara’nın XV. yüzyıldaki fiziksel ve sosyal durumu, 1300-1500 lü yıllarda Osmanlı’da dini ve sosyal yapıların tarihçesi ile birlikte ele alınmıştır. Ayrıca çalışmanın kuramsal çerçevesinde, Karacabey Çifte Hamamının günümüz genel özellikleri, mimari tanımlamaları, günümüze kadar yapılan restorasyon tanımlamaları ve değerlendirmeleri yapılmış, iç mekan tasarımı önerileri sunulmuştur. Yapının korunarak ve gerekli belgelemeler yapılarak gelecek nesillere aktarılması, iç mekan öğelerinin günümüzdeki durumunun tespiti ve restorasyon sonrası iç mekan tasarımı gerekliliğinin vurgulanması çalışmanın amacını oluşturmaktadır.Item AHİ ŞERAFETTİN (ASLANHANE) KÜLLİYESİNDE CAMİ, ZAVİYE VE TÜRBE’NİN İŞLEVSEL VE İÇMİMARLIK AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMALI DEĞERLENDİRİLMESİ(2012) ŞAHİN, Berk; PFEIFFER TAŞ, ŞuleÖZ: Anadolu Selçukluları döneminden günümüze kadar varlığını sürdüren tarihi eserler arasında döneminin en önemli örneklerinden biri olan Ahi Şerafettin Camisi gerek yakın çevresinde bulunan zaviye ve türbesi ile İslami dini mimarlık örneklerine sahip olması, gerekse dönemin iç ve dış mimari tasarım ve uygulamaları açısından özenle incelenmesi gereken bir eserdir. Türklerin Orta Asya’da kullandıkları çadır hayatının ve özellikle ahşap direkli çadırlar içinde ibadetlerini yerine getirmelerinin yansıması olarak Anadolu’da inşa edilen ahşap direkli, ahşap oturtma çatılı camiler, Türklerin Anadolu’ya gelmelerinin ardından mimari örnekler olarak önemli bir yere sahip olmuşlardır. Ahi Şerafettin Camisi, Anadolu’da bolca bulunan bir hammadde olan taş malzemenin kullanılması ile oldukça sade cephelere sahip sınırlanan mekânının içinde, eşsiz sanat eserlerini barındırması yönünden farklı bir alanda diğer örneklerinden ayrılmaktadır. Üç cephesinde birer kapısı ve bunlardan kuzeybatı cephesinde taç kapı ile hareket kazanan yapının, Anadolu Selçukluları yapı elemanı olan tuğlanın sırlı ve sırsız kullanıldığı bir adet minaresi bulunmaktadır. Dönemin 225 ahşap direkli, oturtma çatılı camilerinden olan Ahi Şerafettin Camisi, bazilikal planı, kıble duvarına dikey her biri altı adet dört ahşap sütun dizisiyle 5 satıh meydana getirmektedir. Caminin içinde bütün kuzeybatı kısmını ikinci direğe kadar kaplayan kadınlar mahfili, mekânı ikinci kat halinde ayırmaktadır. Orta nef üzerinde bulunan görkemli çini-alçı mihrap, caminin boyuna uzanan simetri aksının tam üzerinde yer almaktadır. Bütün içmimarisi ve muhteşem çini mihrabı yanında, caminin ahşap minberi orta boy minberlerden taklit kündekari tekniği ile yapılmış ve yan aynalıklarında geçmeler halinde işlenmiş yıldız, altıgen, üçgen şeklindeki figürlerin içleri işlenmiş şekilde günümüze kadar sağlamlığını koruyan ender örneklerdendir. Boyuna dikdörtgen planlı caminin ahşap tavanı, dört sıra halinde dizilen altışar adet ahşap direkle, üzerinde antik sütunlar ve bu sütunları hatıllara bağlayan ahşap yastıklar ile taşınmaktadır. Döneminin içmimari ve çevre tasarımını en iyi şekilde yansıttığı yapının bunun yanında yaşayış, kültür ve sanat tarzını yansıtması açısından hem sanat tarihi hemde mimarlık disiplini açısından önemli detaylara sahip olması gelecekte daha birçok alanda araştırılması gerekli tarihi eserler arasına yapıyı sokmaktadır. Caminin yine aynı dönemde yapılmış Ankara yakın illerinden seçkin örnekler olan Beyşehir Eşrefoğlu Camisi, Sivrihisar Ulu Camisi, Afyon ve Konya Camileri gibi benzer yapılarla yapım detayları karşılaştırılarak içmimari açısından yapıldıkları dönemde genel bir tasarım çizgisini takip ettiğini söylemek mümkün olmuştur. Bütün detayları ile Anadolu Selçuklularından günümüze kadar uzanan süreçte araştırması yapılan bu çalışmanın, içmimarlık alanında gelecek araştırmalara örnek teşkil etmesi ve kaynak olmasını umut etmekteyiz.Item KÜTÜPHANELERDE DOĞAL VE YAPAY AYDINLATMA KRİTERLERİ: ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MERKEZ KÜTÜPHANESİNİN OKUMA SALONLARININ İNCELENMESİ(2013-06-14) ATAÇ, Feyyaz; BAL KOÇYİĞİT, Filiz“İnsanı hayvandan ayıran en önemli özelliklerden birisi bilgisini gelecek nesillere aktarabilmesidir.”1 Toplumların gelişiminde en önemli rollerden birisini oluşturan bilgi toplama ve kitlelere sunma gereksinimi tarih boyunca önemini arttırarak devam etmiştir. Geçmişten günümüze kütüphanelerin kaynaklarını oluşturan materyaller değişim gösterirken, hizmet verdiği kullanıcı kitlesine ulaşımı da zaman içerisinde değişmiştir. Bütün bu verilerin temel değişmezliği ise okuyucunun kullandığı mekân kalitesinin algılama ve uzun süre kullanımı sağlamasıdır ki bunun en önemli etkenlerinden birisi de mekân aydınlatmasıdır. Çalışmada öncelikle kütüphane mekânlarında gün ışığının etkileri tartışılmış olup, ikinci aşamada gün ışığının yetersiz olduğu saatlerde yapay aydınlatmanın etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda Türk ve Uluslar arası standartlar araştırılarak günümüze kadar yapılmış ve kabul edilmiş standartlar tespit edilmiştir. Elde edilen veriler, araştırmamızın örneklemesini oluşturan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ile karşılaştırılması hedeflenmiştir. Değerlendirmenin sağlıklı yapılabilmesi için Orta Doğu Teknik Üniversitesi Merkez kütüphanesinin okuma ve çalışma salonlarının var olan lamda sayıları, güçleri, cinsleri ile mekan içindeki kaplama malzemelerinin cinsleri, dokular ve renkleri incelenmiştir. Elde edilen veriler formüle edilerek ortam ışık miktarı hesaplanmıştır.Item MOBİL KONUTLARIN İÇ MEKÂN TASARIMLARININ GÖRSEL ALGI AÇISINDAN İRDELENMESİ: GEÇİCİ AFET KONUTLARI ÖRNEĞİ(2013-07-14) ÜNAL, Bülent; AKIN, EmelMobil yapı örneği olan geçici afet konutlarının iç mekân tasarımlarının, görsel algı açısından irdelenmesi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Mekânı algılamada bireysel ya da seçilen gruplara ait farklılıkların nerelerden kaynaklandığını bulmaya çalışmak ve mekân algısını yönlendirebilmek bu araştırmanın temel amacıdır. Bu çalışmada mobil konut kavramı incelenmiş, mekân kavramı, algı ve algıyı etkileyen faktörler ele alınmıştır. Mekân algısında rengin, biçimin, dokunun, malzemenin, ışık ve aydınlatmanın etkileri araştırılmıştır. Alan uygulaması anket çalışması ile gerçekleştirilmiştir. Anket sonuçlarına göre afetzedelerin geçici afet konutları hakkındaki duygu ve düşünceleri, konutları mekân olarak nasıl algıladıklarına dair cevapları, cinsiyet ve eğitime bağlı olarak incelenmiştir. Algılamaya yönelik iyileştirmelerin nasıl yapılabileceği ile ilgili birtakım verilere ulaşılmıştır.Item KÜÇÜK KONUTLARDA İÇ MEKÂN ANALİZİ: ANKARA’DA İKİ KONUT ÖRNEĞİ(2014-10-06) BULHAZ, Burçak; AKIN, EmelKentleri oluşturan en küçük yapı taşları konutlardır. Konut insanların barınma ihtiyaçlarını karşılayan, yaşamlarının en önemli parçasını oluşturan mekânsal bir organizasyondur. Konut birimi, tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde, Endüstri Dönemi‟ni içine alarak, ani gelişimiyle, hızlı değişimi barındırmakta ve yeni yaşam biçimlerini şekillendirmektedir. Bu konutların kullanıcıları sosyolojik ve kültürel yapılarını, yaşam biçimleri ile çevresel tercihlerini ortaya koyarak yansıtmaktadır. “Küçük konut” ve “mekân” kavramları, çağdaş kent yaşamının kapsamı içinde yer almaktadır. Konutların, tasarım süreçleri, değişen koşulları ve sosyo-ekonomik değerler doğrultusunda yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada; küçük konutun tanımlanması ile beraber, küçük konutun tasarımına yön vermesi gereken belirleyicilere değinilmektedir. Günümüz küçük konutlarında gerek mekânsal gerek niteliksel özellikleri ile birlikte, küçük konutlardaki mekânsal organizasyonların uygunluğu, yeterliliği ve kullanım kolaylığına bağlı olarak kullanıcı memnuniyeti ile yaşam tarzlarının küçük konutlarda uygunluğu incelenmektedir. Tez de küçük konut kullanıcılarının bulunduğu iki plot bölgede yapılan anket çalışması ve bu küçük konutlara ait projelerin incelenip iç mekân analizlerinin karşılaştırılması yapılarak mekânsal farklılıkları irdelenmiştir. Örnek çalışma ile mevcut bir konutun mekânsal organizasyonunun yeniden düzenlenerek kullanım alanlarındaki değişim irdelenmiştir. 157 Yüksek Lisans tez çalışmam süresince tüm bilgisini, tecrübesini, desteğini ve sabrını benden esirgemeyen ayrıca eleştirileri ile çalışmayı yönlendiren, tez danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Emel AKIN‟ a, teknik anlamda araştırma verilerini oluşturmamda yardımcı olan Ankara Üniversitesi Ölçme Değerlendirme Bölümünden Sayın Y.Doç.Dr. Ömer KUTLU‟ ya, manevi desteklerini hiç esirgemeyen, her zaman yanımda olan sevgili aileme, eşime ve biricik kızım Nil‟e sevgilerimi sunar, çok teşekkür ederim.Item TARİHİ MEKÂNLARIN KORUNMASINA ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM: HAMAMÖNÜ- KAMİL PAŞA KONAĞI VE ÇEVRESİ(2014-11-06) ŞERAN, Merve; PFEIFFER TAŞ, ŞuleKentlerin dokularının oluşumunda tarihi yapıların önemi büyüktür. Tarihi yapıların sürdürülebilirliği için, koruma kavramı önem kazanmaktadır. Türkiye’de son yıllarda hızlanan tarihi koruma üzerine yasalar sayesinde belediyeler birtakım restorasyon ve rekonstrüksiyon – yeniden inşa çalışmalarına girişmiştir. Ankara, Hamamönü’ndeki çalışma bunların en önemli örneklerinden biridir. Ancak uluslararası kabul gören tüzükler ve normlar dikkate alındığında (Venedik Tüzüğü, Washington tüzüğü gibi), bu çalışmaların tarihi mekânların özgünlüğünü koruyamadığı ve hatalı yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durum da, tarihi dokunun yanlış bir şekilde yeniden inşa edilmesine neden olmuştur. Bu tez çalışmasında, öncelikle tarihi koruma kavramı ve ögeleri üzerinde durulacak, ardından Ankara’nın eski evlerine ve genel olarak Türk evlerinin özelliklerine bakılacaktır. Çalışmanın inceleme konusu olan Hamamönü restorasyon çalışmaları içerisinde Kamil Paşa Konağı üzerinde durulacaktır. Çalışmanın amacı, tarihi koruma kavramının önemini vurgulamak, yanlış yapılan rekonstrüksiyon çalışmalarının sonuçlarını değerlendirmek ve bu kapsamda, Hamamönü’nde yapılan çalışmayı eleştirel bir şekilde incelemektir.Item KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI VE SERGİLENMESİ: KAMAN KALEHÖYÜK ARKEOLOJİ MÜZESİ ÖRNEĞİ(2015-01-27) ALPARSLAN, Özge; PREIFFER TAŞ, ŞuleMimari ve iç mimari yapılanması ışığında, teknolojinin müzelerde kullanılan sergileme unsurlarını ve bu kullanım detaylarıyla sağlanan algısal etkilerini sorunsallaştıran bu tez çalışması özünde, Kalehöyük Arkeoloji müzesi örneği üzerinden, ideal olan sergileme yöntemlerini irdelemektedir. Kültürel mirasın keşfi, korunması ve sergilenmesiyle gelişen kültürel hareketliliğin sağlanmasında kullanılan koruma ve sergileme yöntemlerinde teknoloji kullanımına değinilmektedir. Modern yaşamın neredeyse tamamını kapsayan mimarlık ve iç mimarlık kavram ve uygulamaları, eğitim alanında da önemli roller üstlenmektedir. Bu tez çalışmasında da söz konusu olan eğitim odağı aslında alışılagelmiş eğitim alanları olan okullardan farklı olarak, müzeleri kapsamaktadır. Müzecilik kavramının tanımlanmasında, kültürel mirası koruma işlevi ele alınmaktadır. Söz konusu müze yapılanmasında, arkeolojik kazılardan elde edilen eserlerin korunma ve sergilenme ihtiyaçları üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda, Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi mimari yaklaşım, lokasyon ve tarihi duyarlılık nedeniyle tez çalışmasının özünü oluşturmaktadır. Belirlenen kuramsal çerçevede; yaz ve kış aylarında olmak üzere iki farklı iklim koşulunda alan tespit ve değerlendirme çalışması yapılarak; kazı başkanı, müze müdürü ve diğer çalışanlarla görüşmeler yapılmıştır. Müze yerleşkesi kapsamındaki mimari ve iç mimari yapılanmalar ile bu yapıların detayları yerinde incelenmiş ve fotoğraflanmıştır. Gerekli literatür taramaları neticesinde alınan teorik bilgilerle, elde edilen alan çalışması sonuçları derlenerek bu tez çalışmasını yapılandırmıştır. Koruma ve sergileme yöntemlerinde teknolojik yaklaşımlar bu tez çalışmasına konu olmakla; kimi kültürel ve akademik çalışmalara kaynak sağlamakla birlikte, eğitim alanında alternatif mekânların kullanılmasına dikkat çekerek, bu bağlamda müzelerin eğitimle ilgili yüzünü aydınlatmaktadır.Item SOVYET DÖNEMİ KONUTLARINDA MEKANSAL DÖNÜŞÜM SÜRECİ: MOSKOVA ÖRNEĞİ(2015-06-26) AZİZZADE JULAR, Nermin; AKIN, EmelBu çalışmada, konut yapılarında mekânsal dönüşüm süreci, toplumsal değişim sürecindeki politik yapılanma temelinde incelenmektedir. Çarlık dönemi, sosyalist dönem (Sovyetler Birliği) ve kapitalist dönem (bugünkü Rusya) olarak birbirinden çok 3 farklı rejimi ardı ardına yaşaması ve her dönemin konutlarının zengin örneklerinin mevcut olması nedeniyle, araştırma için Moskova kenti seçilmiştir. Sadece 3 farklı rejim değil, aynı zamanda sosyalist dönemde farklı sosyo-ekonomik uygulamalar söz konusudur. Bu nedenle, konutların mekânsal dönüşüm süreci, çarlık döneminden günümüze kadarki süreçte, politik yapılanmanın farklılaştığı dönemler altında irdelenmiştir. 1917 Devrim’i öncesi Çarlık Rusya'sı, 1917-1991 arası sosyalist dönemde Lenin, Stalin, Kruşçev, Brejnev ve Gorbaçov dönemleri ve 1991‟den günümüze kadarki kapitalist dönemde Moskova'da konut üretimi ve seçilen konutların mekânsal biçimlenmeleri irdelenmiştir. Çarlık Rusya’sı ve Sovyetler döneminde inşa edilen konutların günümüzdeki durumları saptanarak mekânsal dönüşüm süreçleri değerlendirilmiştir. Dokümantasyon ve yerinde gözlemlerle belgeler değerlendirilmiş, her dönem Moskova’da konut üretimi ve günümüzdeki mevcut konutların içerisinden seçilen konutların mekânsal analizleri yapılmıştır. Ayrıca, günümüzde Çar Dönemi ve Sovyetler Birliği‟nden kalan (Komün evleri, Stalinkalar ve Kruşçevkalar) konutlarda yaşayan 50 farklı kişi üzerinde yüz yüze anket uygulanmıştır.Item KENTTE MEYDANIN ROLÜ: ANKARA -KIZILAY MEYDANI(2015-06-26) ŞAHİN, Sevil; RESULOĞLU, ÇılgaMeydanlar, kentin toplanma, buluşma gibi sosyal anlamda birliktelik ve bütünlük duygusunun yaşandığı, kentin kimliğinin yansıdığı fiziksel mekanlardır. Ayrıca, kentle olan ilişkinin deneyimlendiği ve kullanıcıların gereksinimleri doğrultusunda işlevler yüklenen alanlardır. Çalışmada, meydan olgusunu ve kentle olan ilişkisini anlamak için meydanın tarihsel gelişimi ve biçimsel ve işlevsel özellikleri incelenmiştir. Bu bağlamda, çalışma alanı olarak belirlenen Kızılay Meydanı’nın Ankara için önemi, tarihsel süreç içinde geçirdiği dönüşüm, biçimsel ve işlevsel özellikleri ele alınarak anket çalışması ve yerinde gözlem yapılmıştır. Kullanıcıların beklentisi, kent imajı açısından, biçimsel ve işlevsel özellikleri çerçevesinde değerlendirilmiştir. Meydanların kullanıcı ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte olması ve kullanıcı ihtiyacına göre çok yönlü tasarlanması üzerinde durulmuştur.Item MEKÂN TASARIMINDA TEMA: TEMATİK KONUT ÖRNEKLERİ(2015-06-26) ALTIN, Buğra; AKIN, EmelMimari ve görsel sanatlarda tema kavramı diğer sanat dallarında olduğu gibi olması beklenen ve aranan bir durum değildir. Mimaride tema zorunluluk teşkil etmemekte, ancak önemli bir yer tutmaktadır. Son zamanlarda Türkiye’de yazılı, görsel, işitsel ve sosyal medyada birçok inşaat firmasına ait tematik konut reklamları büyük bir hızla artmıştır. Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de uygulan konut projelerinde seçilen tema kavramını tasarım, tasarımcı ve konut alıcıları açısından irdelemektir. Literatürde bulunan çalışmalar incelendiğinde, tematik mekânları temel alan çalışma, tez ve araştırmaların yapıldığı görülmüştür. Teme kavramına ilişkin yapılan tezlerde ağırlıklı olarak, 1- İç mekân tasarımında mekân organizasyonunun farklı yapı tipleri örnekleri üzerinden incelendiği ve 2- Tematik mekân düzenlemelerinin grafik tasarım uygulamaları açısından incelendiği saptanmıştır. Ancak, iç mimarlık alanında Türkiye'deki konut projelerinde temanın tasarıma nasıl yansıdığını, tema seçiminde kimin/kimlerin ve nasıl karar verdiğini, tema seçiminde hangi kriterlerin baz alındığını, konut alıcılarının tematik konutları tercih etme nedenlerini bir bütün olarak ele alan ve irdeleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Tez, konut tasarımında tema kavramını araştırmaktadır. İstanbul ve Ankara’da seçilen dört konut alanı, temaları açısından değerlendirilip, konutların tasarımcı/mimar ve kullanıcılarının düşünceleri de araştırmaya dâhil edilerek tüketim kavramı/olgusu çerçevesinde irdelenmeye çalışılmaktadır. Tema kavramının 4 farklı konut alanında ve birden fazla kriteri birleştirerek ele alınması bu araştırmayı diğer çalışmalardan farklı kılmaktadır ve elde edilecek verilerin yeni çalışmalara kaynak oluşturabileceği düşünülmektedir. Türkiye’de ilk tematik konut proje uygulamasının ve temalı konut projelerinin sayıca fazlalığının İstanbul’da olması ve Ankara’da tematik konut projelerinin sayısının son yıllarda görülmedik bir hızla artması, örneklerin bu iki kentten seçilmesine neden olmuştur. İnceleme, İstanbul’da Bayraktar ve Gürsoy Grup tarafından projelendirilen Via Port Venezia tematik konutları ve EVİYA Gayrimenkul tarafından projelendirilen Ege Boyu tematik konutları ile Ankara’da SİNPAŞ tarafından projelendirilen Altınoran tematik konutları ve TURYAP tarafından projelendirilen Golf Kent tematik konutları için yapılmıştır. Sözü edilen konutlar, 2014 Mart- Temmuz ayları arasında yazılı, görsel, işitsel ve sosyal medyada tanıtım kampanyaları ve reklamlarının çok fazla yer almış olmasının yanı sıra temalarının ve isimlerinin çarpıcı ve dikkat çekici olması nedeniyle seçilmiştir. Araştırmada, 1. Mimari tasarımlarda tema son zamanlarda neden önem kazanmakta; ön plana çıkmaktadır? 2. Konut tasarımında uygulanan temalar hangi faktörlere göre seçilmektedir? 3. Seçilen tema tasarıma yansımakta mıdır? Ne şekilde yansımaktadır? 4. Temayı kim belirlemektedir? 5. Konut satışında tema kavramının etkisi nasıldır? 6. Konut alıcıları tematik konutları neden tercih etmektedir? 7. Kullanıcılar tasarıma yansıyan temaları, yaşam tarzları ile içselleştirebilmekte/bütünleştirebilmekte midir? sorularına yanıt aranmaya çalışılmıştır. Araştırmada, literatür taraması ve seçilen konutların mekânsal irdelemeleri yapılmış ve görseller değerlendirilmiştir. Ayrıca, yerinde gözlemin yanı sıra anket uygulanmıştır. Anket çalışması konut alanlarının tasarımcıları/tasarım ekipleriyle ve konut sahibi olan ya da olmayı düşünen kişilerle gerçekleştirilmiştir. Araştırma sırasında bazı güçlüklerle karşılaşılmıştır. Tezin başlangıcında belirlenen konutlar için hiçbir şekilde veri elde edilemeyeceği görüldüğünden, örnek olarak seçilen konutlar değiştirilmiş, yeni konut alanları seçilmiştir. Araştırmaya esas olan dört konut alanında da güvenlik ve etik gerekçeleri ile konut sahipleri ile görüşme yapılmasına; fotoğraf çekimlerine ve dairelerin gezilmesine izin verilmemiştir. Altınoran’da olduğu gibi başka pek çok konut alanında, konut alıcılarına dahi (satın alma işlemi sırasında bile) dairelerin gösterilmediği, sadece örnek daireler üzerinden satış yapıldığı bilgisine bu araştırma sırasında ulaşılmıştır. Ayrıca, konutların tasarımcıları ile görüşmek de kolay olmamış, isimlerinin kullanılmasına tasarımcıların sadece bir kısmı izin vermiş, kendilerine yöneltilen tüm sorular yanıtlanmamıştır. Tezin Birinci Bölümünde, mekân ve tema ilişkisi temanın tanımı, mekân tasarımında tema kavramı, mekân tasarımında tema kavramının oluşum kriterleri ile mimarlık, gündelik hayat ve tematik mekân ilişkisi, toplumsal değerler/yapı temelinde incelenmektedir. İkinci Bölümde, yazılı, görsel, işitsel ve sosyal medyada tanıtım reklamları en fazla yayınlanan, yurtdışındaki ve Türkiye’deki tematik mekân örnekleri ve Türkiye genelindeki tematik konutlar incelenmektedir. Çalışmanın son bölümünde, Via Port Venezia, Ege Boyu, Altınoran ve Golf Kent tematik konut alanlarının proje ve mekân analizleri yapılmakta; bu konutlara yönelik uygulanan anket sonuçları aktarılmaktadır.Item “FARKLI ANLAYIŞLARLA TASARLANMIŞ EĞİTİM ALANLARINDAKİ SINIFLARIN HACİM AKUSTİĞİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ; DOĞA KOLEJİ ÇUKURAMBAR VE İMKB ALPARSLAN ORTAOKULU ÖRNEĞİ”(2015-10-25) YERLİ, Can; Bal KOÇYİĞİT, FilizEğitim, toplumların gelişimindeki en önemli araçlardan biridir. Etkili bir eğitim, kaliteli iletişim ile mümkündür. İletişime etki eden faktörler arasında, bulunulan mekânın etkisi büyüktür. Akustik gelişimi tamamlanmış mekânlardaki işitsel konfor şüphesiz ki daha iyi iletişime sebep olacaktır. Ülkemiz okullarında, ön tasarım aşamasında akustik koşulların ihmal edilmesi, sınıflarda sağlıklı iletişim ortamının sağlanamamasına sebep olmaktadır. Bu çalışma eğitim yapılarının en önemli mekânı olan sınıflarda akustik konfor koşullarının önemi ile birlikte, kullanılan gereçlerin etkisini ortaya koymak amacı ile hazırlanmıştır. Araştırma kapsamı içinde ölçüm yapılmak üzere Ankara ili Çankaya ilçesinde bulunan iki okul seçilmiştir. Araştırılmak üzere seçilen okullardan ilki özel okul, ikincisi ise M.E.B. bünyesindeki tip proje devlet okullarından biridir. Bu araştırmada seçilen okullara ait sınıflar, hacim akustiğine uygunlukları açısından, kullanılan iç yüzey gereçleri doğrultusunda araştırılmıştır. Yapılan çalışmada seçilen iki okuldaki hacim olarak benzer sınıflar, akustik ölçüm cihazları ile ölçülmüştür. Belirlenen sınıflarda konuşmanın anlaşılabilirliğinde önem taşıyan akustik parametreler olan çınlama süresi (RT), erken düşüş süresi (EDT), konuşmanın açıklığı ve netliği (C50), konuşmanın belirginliği (D50), konuşma iletim indeksi (STI) ve hızlı konuşma iletim indeksi (RASTI) ölçümleri yapılmış ve elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda, kullanılan mobilya ve yüzey malzemelerinin, sınıflardaki akustik konfor koşullarına etkileri incelenmiş, yeni tasarlanacak ya da iyileştirme çalışması yapılacak sınıflarda konuşmanın anlaşılabilirliğinin optimum düzeylere çıkarılabilmesi için önerilerde bulunulmuştur.